Cumhuriyet Savcısı tarafından, delillerin tartışılması aşamasında esasa ilişkin verilen beyana esas hakkında mütalaa denir. Aradaki uyuşmazlığın çözümüne istinaden Cumhuriyet Savcısı’ndan son görüşün alınmasını ifade etmektedir. Çelişmeli yargılama ilkesi gereği, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan 6. Madde’de belirtildiği üzere adil yargılanma hakkı vazgeçilmez unsurlar arasındadır. 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 216. Maddesi içeriğinde düzenlenmiştir. Düzenleniş biçiminde nasıl hazırlanması gerektiği konusu ile ilgili kesin bilgi olmasa da ceza yargılamasında uyulması gerekli şartlar bulunmaktadır.
Esas Mütalaanın Verilme Aşaması
Ceza davası görülmeden önce tüm delillerin toplanmış, tarafların beyanının alınmış olması gerekir. Cumhuriyet Savcısı tarafından mütalaa verilmesi adına bu önemli bir husustur. Delillerin ayrı ayrı tartışılmış olması, sanık, müşteki ve tanıklar dinlenmesi beyanlarının da alınması gerekmektedir. Ses ve görüntüye ilişkin tapeler detaylı olarak okunmalı ve izlenmelidir. Tüm belgeler delil olarak tartışılmalıdır. Delillerin ortaya çıkarılmasından sonra ise delillerin tartışılması aşamasına geçilir. Ceza davasında tüm delillerin tartışılmasında söz sırası bulunur.
Söz sırasında ise;
- Bireysel olan iddia makamında bulunan katılan, avukatı ile birlikte davada yer alan kişilerden önce konuşur ve son sözünü belirtir.
- Katılan ve vekilden sonra söz sırası esasa ilişkin mütalaasını beyan etmek üzere Cumhuriyet Savcısı’nındır.
- Sanık, varsa avukatı, kanuni temsilcisi tarafından esasa ilişkin savunma yapılır.
Taraflardan alınan beyanlar üzerine mahkeme tarafından sanıktan son sözü istenir. Karar aşaması sanığın son sözü sonrasında verilir. Bazı duruşmalar ise başka bir tarihe ertelenebilir. Bu durum dava konusu, eksiklerin tamamlanması ya da karar verilmesi adına diğer kurumlardan belgelerin beklenmesi nedeni ile olabilir.
Esas Hakkında Mütalaa İçeriği Nasıl Olmalı?
Cumhuriyet Savcısı, kamusal bir iddia makamıdır. Esasa yönelik mütalaanın nasıl olması gerektiği hususu 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu’nda açık olarak hükme dayalı değildir. Yargıtay kararlarına bakıldığında bu konuda yerleşik bir yargılama bulunmaktadır. Cumhuriyet Savcısı tarafından mahkûmiyete yönelik yapılması gereken esas mütalaasında zorunlu olan üç unsur bulunmaktadır.
Bunlar;
- Olay beyanı
- Suç niteliğinin sunulması
- İlgili kanun maddesinin sunulmasıdır
Bu üç unsur mutlak surette Cumhuriyet Savcısı tarafından sunulmalıdır. Sanığa yüklenen suç ile ilgili olan tüm olaylar açık olarak ortaya koyulmalıdır. Sanığa ait olan savunma hakkını ihlal edecek düzeyde karışık açıklamalar olmamalıdır. Suçun niteliğinin açıkça ortaya konulması gereklidir. Bir sanığın hırsızlık suçu işlemesi hâlinde bu suçun niteliği belirtilmelidir. Suçun niteliği kararı etkileyen unsurlar arasındadır.
Buna göre verilen kararda; HAGB, adli para cezası, cezanın ertelenmesi ya da etkin pişmanlık gibi hükümlerden yararlanılabilir. Bu kararlar doğrultusunda sanık ve sanık avukatı tarafından savunma türü belirlenir. Kanun maddesinde ise suçlanan sanığın, hangi kanun maddesine göre yargılanacağı bilinir.
Mütalaada belirlenen suçun niteliğinin vuku bulan vakaya uygunluğu tespit edilir. Suçun işlenmesi ya da işlenmemiş olmasını açıklarken kanun maddesi dayanak gösterilmelidir. Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan esas hakkındaki mütalaada yer alan tüm suçlar, kanun maddesi ile desteklenmelidir.
Aksi hâlde açıklama yapılmayan bir mütalaa sonucunda sanığın son sözünün alınması sonucu mahkûmiyet oluşması, bozma sebebi hükmündedir.
Esas Hakkında Mütalaada Delillerin Gösterilmesi
Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen esas hakkındaki mütalaada, sanığın beraatine ilişkin olan görüşün dayanağı belirtilmelidir. Suç delilleri gösterilmeden verilen mütalaada, Yargıtay tarafından gösterilmeyen deliller ile yapılan mütalaa geçerli sayılır. Bozma nedeni oluşturmadan hüküm verilir. Adil bir yargılamada; tez, antitez ve sentez olarak belirlenmesi gereken savcılık görüşü delillerle verilmelidir.
Esas Hakkında Savcılık Mütalaası İçeriği Nasıl Yazılır?
Sanığın adı ve soyadı yazılarak olay tarihi ve saati açık olarak belirtilir. Olay açık bir şekilde anlatılır. Olayın gerçekleştiğinin anlaşıldığına dair tüm deliller yazılı beyanda belirtilir. Sanığın hangi kanun maddesine göre yargılanması gerektiği, suçun türü açıkça belirtilir. Cezalandırılması adına kamu adına talep ve mütalaa talep edilir.
Esas Hakkında Mütalaa ve Savunma
Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen mütalaa sonrasında, sanığa ve var ise avukatına söz hakkı verilir. Esas hakkında savunmanın yapılması adına ek süre talep edilebilir. Makul süre olarak talep edilen bu süre belirli bir tarihi kapsamaz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gereği makul süre, davanın niteliğine, içeriğine, olayların özelliğine göre değerlendirilmektedir. Bir duruşma süresince verilen bu makul süre genel itibari ile iki ile üç aylık süreyi kapsamaktadır. Cumhuriyet Savcısı tarafından mütalaa açıklandıktan sonra sanık tarafından ya da vekili aracılığı ile tevsii tahkikat yani kovuşturmanın genişletilmesi talep edilebilir.
Tevsii Tahkikat Nedir?
Kovuşturmanın genişletilmesi talebi anlamına gelen tevsii tahkikatta, Cumhuriyet Savcısı tarafından araştırılmış, incelendiği hâlde tartışılmamış, taraflarca delil olarak ileri sürülmemiş belgelerin duruşmaya sunulması adına yargılamaya dâhilini ifade eder. Sanık ve avukat tarafından mütalaaya itiraz edilir, yeni delillerin toplanması üzerine savunma yapılır. Tevsii tahkikat talebi her zaman kabul edilmeyebilir. Kabul edilmemesi hâlinde ise sanık ve vekiline yeniden makul süre verilmesi doğru olandır.
Esas Hakkında Mütalaanın Ehemmiyeti
Esasa ilişkin verilen mütalaa neticesinde ceza davası açılır ve kovuşturma aşamasına geçilir. Savcılık tarafından son görüş olarak verilir. Ceza yargılamasında öncelik tezin antitez ile uyuşmazlığı sonucu ortaya bir sentezin çıkarılmasıdır. Kamusal anlamda iddia makamı olan savcılık tarafından tez ileri sürülür, savunma makamından sanık ya da vekili antitez ileri sürecek ve mahkeme kararı sentez olarak sunulacaktır.
Esas hakkındaki mütalaa oldukça ciddi bir görüştür. Kararı olumsuz etkileyebileceğinden usul gereği olması zorunludur. Aksi hâlde Yargıtay tarafından bozulabilir. Etkin savunmanın gerçekleşebilmesi adına tüm mütalaa açıklamalarının detaylı, delil ve ispatlı olması gerekir. Açıklamalı yapılan bir mütalaa sonucunda ise savunma yöntemi belirlenebilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından Ozerov/Rusya 18.05.2010 64962/01 verilen karara göre savcının yargılamada bulunmaması, dava konusuna mütalaa vermeden katılım göstermemesi AİHM 6. Maddesi gereği adil yargılanma hakkı ihlali olarak değerlendirilmiştir.
Ülkemizde Savcılık makamı genellikle Ağır Ceza Mahkemesi duruşmasına katılmakta, Asliye Ceza Mahkemesi duruşmasına katılım göstermemektedir. Çelişmeli yargılama ilkesine göre bu durum aykırılık göstermektedir.
İddianame ve Mütalaa Arasında Hangi Farklar Bulunur?
Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan soruşturmada yeterli şüphe olarak görülen bir davanın kamu davası olarak açılması istemi iddianamede yer alır. Soruşturmanın sonlanması ve kovuşturma aşamasına geçildiği süreçtir. Savcılık tarafından iddianame mahkemeye verilir. Mahkeme tarafından iddianame değerlendirilir ve kovuşturma aşamasına geçilir. Mahkeme tarafından iddianamenin yeterli şartlara sahip olup olmadığına bakılır ve iddianame kabul edilir. İddianame ve mütalaa arasında bazı farklılıklar bulunur.
Bunlar;
- İddianame soruşturma işlemi, esas hakkında mütalaa kovuşturma işlemidir.
- İddianame ile ceza davası başalar, esas hakkındaki mütalaa ceza davası karar aşamasında sunulur.
- İddianame için yeterli şüphe gerekir, esas hakkında mütalaada ise savcılığın kesin görüşü alınır.
Bahsi geçen yeterli şüphede, şüpheli hakkında beraat yerine mahkûmiyetine karar verilmesi durumu ağır basar. Esas hakkında verilen mütalaada ise ihtimal değil, kesin görüş önemlidir. Ceza davasında karar verilmesi adına kesinlik vardır. Sanık adına verilen kararda beraat, ceza davası düşmesi ya da mahkûmiyet gibi konularda, savcılık makamının kesin görüşü etkilidir.
Esas Hakkında Mütalaaya İtirazlarının Sorulmaması
Esas hakkında mütalaada yer alan konuların savunma hakları kısıtlanmadan, mütalaaya karşı itirazların alınması önemlidir. Dava sırasında sanıktan mütalaaya ilişkin itirazının sorulmamış olması nedeni ile bozma nedeni oluşturur.
Mütalaa Hazırlık Süreci
Ceza yargılamalarında olayın ortaya çıkarılırken somut delillerin ileri sürülmesi, duruşmada bu kanıtlara yönelik sanıktan beyan alınması ve sonuç çıkarılması önemlidir. Tartışma evresinde 5271 CMK 216/1. Maddesi gereğince söz sırasının kullanılması önemlidir. Hazırlık sürecinde çoğu zaman savcılık makamından sanıklar çağırılarak görüşleri ya da ifadeleri alınmamaktadır.
Bu durumda sanık beyanı olmaması sonucu sadece müşteki sıfatındaki kişilerin dinlenilmesi, toplanan delillerin niteliğinin detaylı olarak incelenmemesi suç teşkil etmektedir. Bu durumda her şikâyet eden kişinin mağdur sıfatında olamayacağı düşünülmeden hareket edilmesi masumluk karinesine aykırılık teşkil etmektedir. Savcılık aynı zamanda duruşmaya katılmak durumundadır.
Aksi hâlde ise Yargıtay’dan bozma kararı verilerek yeniden soruşturma yapılmalıdır. Bu hukuki süreci daha fazla uzatarak mağduriyet yaşanmasına neden olabilir. Kişilerin dava açma yoluna giderken aynı suçtan birkaç kez dava açılmış olması muhtemeldir. Şikâyetin kötü kullanıldığının fark edilmesi adına daha önce açılan davaların savcılar tarafından incelenmesi esas mütalaanın sağlıklı hazırlanması adına önemlidir.
Cumhuriyet Savcısı’nın hazırlayacağı bir esas mütalaa 1412 sayılı CYUY 251. Maddesi, 5271 sayılı CMK 216. Maddesi’nde düzenlenmiş olsa da belirli bir şarta bağlanmamıştır. Ceza yargılamalarında zorunlu hususlardan biri de ayrıntılı açıklamanın yer almasıdır. Aksi hâlde kişi hak ve hürriyetine yönelik ciddi kısıtlamalara neden olunabilir.
Yazar : Anıl Can Soysüren