Ticari faaliyetlerin sürekli gelişmesinden dolayı, borçlar kanununun hükümleri yetersiz kaldığından, ticaret hukuku geliştirilmiştir. Bu hukuk, ticaretle uğraşan herkesi bağlayan ve bilinmesi gereken bir hukuk dalıdır. Kurulacak işletmeler ve faaliyetine devam eden işletmeler ile faaliyeti sonlandırılacak tüm işletmelerin faaliyetleri ve tutması gereken kayıtları, ticaret hukukunun kurallarına göre yapılması gerekmektedir.
Ticaret Hukuku Nedir?
Gerçek ve tüzel kişiler arasında oluşan ticari ilişkileri düzenleyen hukuk dalına ticaret hukuku denmektedir. Ticaret hukuku, ticaret ile ilgili tüm mevzuatı kapsamaktadır. Ticaret hukuku ile ilgili tüm hükümler, ticaret kanununda ayrıntılı hâle getirilmiştir.
Ticaret Hukuku Neleri Kapsar?
Borçlar kanununda eksik kalan veya az değinilen alanların doldurulması için oluşturulan ticaret hukuku, bir ticari işletme ile ilgili tüm konuları kapsamaktadır. Ayrıca birçok hukuk dalını da kapsamı altına almaktadır.
Ticaret hukukunun kapsamı altında olan hukuk dallarından bazıları şunlardır;
- Ticari işletme hukuku
- Şirketler hukuku
- Kıymetli evrak hukuku
- Taşıma hukuku
- Deniz ticareti hukuku
- Sigorta hukuku
- Rekabet hukuku
- Fikri mülkiyet hukuku
- Sermaye piyasası hukuku
Ticaret hukuku, bu hukuk dallarını da kullanarak ticari şirketlerin yapısı, kuruluşu, örgütlenmesi, çalışması ve faaliyetlerini sona erdirmesi gibi konularda yasal bir çerçeve belirlemektedir. Banka kartları ve kredi kartları kanunu ile sermaye piyasası kanunu da ticaret hukukunun kapsamına girmektedir.
Ticaret Hukukunda Görevli Mahkeme
Asliye ticaret mahkemeleri, ticari hukuk kapsamında açılacak davalar için görevlendirilmiş mahkemelerdir. Hangi asliye ticaret mahkemesinin görevli olacağı ise hukuk muhakemeleri kanununda belirtilmiştir.
Genellikle, davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yerinde bulunan asliye ticaret mahkemesi, ticari hukuk davalarına bakmakla yetkilidir. Bazı özel durumlu davalar için, bir başka yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi de görevlendirilebilmektedir.
Şirket Nedir?
Şirket, bir ya da birden fazla kişi tarafından kâr elde etmek için mal ya da hizmet üretmek gayesiyle kurulan tüzel yapıya denmektedir. Ticaret kanununa göre, kurulan bu şirketler kâr elde etmek ve topluma yaşamın sürekliliğinin sağlanmasında hizmet vermek gibi amaçlara sahiptir. Bu amaçlar kapsamında, çeşitli şirket türleri ve bunların kendilerine özgü özellikleri bulunmaktadır.
Temel olarak şirketlerin ayrıldığı sınıflar şu şekilde sıralanmaktadır;
- Sermaye şirketleri: Gücünü ve değerini sermayesi ile yönetim şeklinden alır, anonim, limited ve paylı komandit şirketlerdir.
- Şahıs şirketleri: Tüzel bir kişiliğe sahiptir ve ortaklarının sorumlulukları sınırsızdır. Kolektif, adi komandit ve adi şirket türleri vardır.
- İki kategoride de kurulabilecek şirketler: E-Ticaret şirketi ve faktöring şirketi.
Bu sınıflandırmalar, tüzel kişiliklerine, sermayelerine ve şahıs şirketi olmalarına, ortaklarının yükümlülüklerine, sermaye yapılarına vb. özelliklerine göre yapılmalıdır. Şirketlerin kuruluş safhaları, daha sonraki faaliyet süreçlerinin de seyrini etkilemektedir. Bu nedenle kuruluş safhasında hukuki destek almak için yapılan ticaret hukuku avukatı İstanbul aramalarında, bu konularda hizmet vermiş avukatlar tercih edilmelidir.
Ticari Suç Nedir?
Ticaret kanununda belirtilen hususların aleyhinde gerçekleştirilen eylemler, ticari suç olarak kabul edilmektedir. Bu suçlar kanunda detaylı olarak belirtilmiştir.
Ticari faaliyetlerde gerçekleşen bir eylemin ticari suç olarak kabul edilmesi için, yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 562. Maddesi’nde bulunması gerekmektedir.
Ticari Suç Cezaları Nelerdir?
Ticari suçlar ve bunlara karşılık verilecek cezalar, TTK’nun 562’nci maddesinde düzenlenmiştir.
Bu kapsamda yürürlükte olan ticari suç cezaları şu şekilde sıralanmaktadır;
- Defter tutma yükümlülüğünü yerine getirmemek (md. 64/1): İki yüz güne kadar adli para cezası
- Ticari işletmeyle ilgili gönderilen her türlü belgenin kopyasını saklamamak (md. 64/2): İki yüz güne kadar adli para cezası
- Defterlerin açılış ve kapanışlarını notere onaylattırmamak (md. 64/3): İki yüz güne kadar adli para cezası
- Defterlerin usulüne uygun tutmamak (md. 65): İki yüz güne kadar adli para cezası
- Hileli envanter çıkartmak (md. 66): İki yüz güne kadar adli para cezası
- Defter ve belgelerin basılı ortamda ibraz edilememesi (md. 86): İki yüz güne kadar adli para cezası
- Türkiye muhasebe standartları kurulunca belirlenmiş muhasebe standartlarına uymamak (md. 88): İki yüz günden üç yüz güne kadar adli para cezası
- Bağlı şirket yönetim kurulunun, faaliyet yılının ilk üç ayı içinde bağlı şirketler hakkında gerekli raporu düzenlememesi (md. 199/1 ve 4): İki yıla kadar hapis ve adli para cezası
- Bu kanuna göre tutulan veya muhafaza edilen defter, kayıt ve belgeleri yetkililere ibraz etmeme, denetim elemanlarının görevlerini yapmalarına engel olma: Üç aydan iki yıla kadar hapis
- Şirket kurucularının gerçeğe aykırı beyanname tanzimleri (md. 349): Üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezası
- Şirket kuruluşunda, kuruluş denetçisinin gerçeğe aykırı rapor tanzimi (md. 351): Üç yüz günden az olmamak üzere para cezası
- Pay sahiplerinin mutat ticari gerekler dışında şirkete borçlanması (md. 358): Üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezası
- Yönetim kurulu üyelerinin kendisinin veya yakınlarının ortağı oldukları şahıs şirketleri ile en az %20’sine iştirak ettikleri şirketlerin şirkete borçlanması (md. 395): Üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezası
- Anonim şirketin ve topluluğun finansal tablolarını düzenlemekle yükümlü ana şirketin yönetim kurulunun tabloları, raporları, genel kurul kararını ilan ettirmemesi (md. 524): Üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezası
- Görevleri dolayısıyla defter ve belgeleri inceleyenlerin öğrendikleri iş ve işletme sırlarını açıklamaları (md. 527): Bir yıla kadar hapis üç yüz güne kadar adli para cezası
- Şirketlerin kuruluş, sermaye artırımı, azaltılma, birleşme, bölünme, tür değiştirme veya menkul kıymet ihracıyla ile belge, beyan ve taahhütnamelerinin kanuna veya gerçeğe aykırı olması (md. 549): Bir yıldan üç yıla kadar hapis
- Taahhüt olunmamış veya ödenmemiş sermayeyi taahhüt edilmiş veya ödenmiş gibi göstermek veya sermaye taahhüdünde bulunanların ödeme yeterliliğinin olmadığını bilerek taahhüde muvafakat etmek (md. 550): Üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası
- Ayni sermaye veya devralınacak işletme veya ayınlara emsaline nazaran yüksek fiyat takdir etmek veya bunların durumlarını farklı göstermek (md. 551): Üç aydan iki yıla kadar hapis
- Şirket kurmak veya sermaye artırımı amacıyla Sermaye Piyasası Kurulu’ndan izinsiz olarak halktan para toplamak (md. 552): Altı aya kadar hapis
- Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde Anonim, Limitet ve Paylı Komandit Şirketlerde Kanun’un 1502. Maddesi uyarınca web sayfasını oluşturmamak veya mevcut web sayfasının bir bölümünü bilgi toplumu hizmetlerine özgülememek: Altı aya kadar hapis ve yüz günden üç yüz güne kadar adli para cezası
- Web sayfasına konulması gereken bilgileri koymamak: Üç aya kadar hapis ve yüz güne kadar adli para cezası
Kanunda belirtilen ticari suç cezaları incelendiğinde, para cezası çoğunlukta olmakla beraber, hapis cezaları da bulunmaktadır. Bu nedenle de tecrübeli bir avukatla çalışmanın faydası olmaktadır.
Ticaret Hukuku Avukatı Ne Yapar?
İyi bir ticaret avukatı, ticari işletme hukuku mevzuatına ve ilgili hükümlerine hâkim olmalıdır. Bu avukatların ayrıca, ticari işletmeler ve faaliyetleri ile ilgili hususlar hakkında da bilgi sahibi olması gerekmektedir.
Bu kapsamda, ticaret avukatı olarak yapılabilecek faaliyetlerden bazıları şunlardır;
- Şirket ve ortak girişimlerin yasalara uygun olarak kurulması
- Ticari işlemler konusunda danışmanlık hizmeti vermek
- Kurumsal yönetim danışmanlığı yapmak
- Proje finansmanı için, teminatları ve kredi sözleşmeleri hazırlamak
- Franchise, distribütörlük ve bayilik sözleşmelerinin hazırlanması
- Halka açılma, özelleştirme, birleşme ve devir alma sözleşmelerini hazırlamak
- Şirketlerin minimum hasarla iflasına ve tasfiyesine yardımcı olmak
- Rekabet hukuku kurallarına uyum konusunda, danışmanlık hizmeti vermek
- Rekabet hukuku kuralları kapsamında sözleşmelerin değerlendirilmesi
- Şirketler hukukundan doğan dava ve ihtilaflarda müvekkillerin temsil edilmesi
Ticaret hukuku kapsamında yürütülen bu faaliyetler, ihtisasın yanında tecrübe de gerektirdiğinden, ticaret hukuku avukatı İstanbul başlıklı aramalarda bu husus da göz önünde bulundurulmalıdır.
Asliye Ticaret Mahkemesinin Görevleri
Asliye ticaret mahkemeleri, özel mahkeme statüsünde olduğu için, sadece kanunda belirtilmiş davalara bakmaktadır. Mahkeme genellikle tek hâkimden oluşsa da bazı durumlarda üç hâkimden oluşan heyetle de davalar görülebilmektedir. Asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerleşim yerlerinde, bu mahkemenin yerine asliye hukuk mahkemesi görevlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesi Hangi Davalara Bakar?
Asliye ticaret mahkemeleri, TTK ve ilgili kanunlarda ticari dava olduğu kabul edilen davalara bakmaktadır.
Mahkemenin görev alanına giren davalardan bazıları şu şekilde sıralanmaktadır;
- Rekabet yasağı davası
- Çek, senet ve bono ile ilgili davalar
- İflas davası
- İşletmenin veya malvarlığının devralınması, birleşmesi ve tür değiştirmesiyle ilgili davalar
- Komisyon sözleşmesiyle ilgili davalar
- Ticari temsilciler ve ticari vekillerle ilgili davalar
- Sigorta ile ilgili davalar
- Kredi mektubu ve kredi emriyle ilgili davalar
- Bankalara ve diğer finansal kuruluşlara ödünç para verme ile ilgili davalar
- Konusu parayla ölçülebilen davalarda dava değeri 300.000 TL olan davalar
- Türk Ticaret Kanunu’nda hâkimin kesin olarak karara bağlayacağı öngörülen davalar
- Tahkim yargılamasıyla ilgili davalar
- İflastan ve konkordatodan kaynaklanan davalar
- Şirketlerin organları, tasfiyeleri ve fesihlerine ilişkin davalar
Asliye ticaret mahkemelerinin baktığı davalarda, her iki taraf da tacir olmaktadır. Ayrıca dava, her iki tarafın ticari işletmeleri ile ilgili olmaktadır. Bu davalar, ticari hukuk konusunda uzmanlık isteyen davalardır ve mutlaka bir hukuki destek gerekmektedir.
Asliye Ticaret Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuru
Asliye ticaret mahkemelerinin vermiş olduğu kararlar için de istinaf yolu açık bulunmaktadır. İstinafa gidilebilecek kararlar, nihai kararlar ile ihtiyati haciz ve tedbir kararları olarak sınırlandırılmıştır. Bu nedenle de verilmiş olan ara kararlar için istinaf yolu bulunmamaktadır. Ayrıca, istinafa gidebilmek için davanın belirli bir değerden daha fazla olması gerekmektedir, bu değer her yıl belirlenerek yayınlanmaktadır.
Asliye ticaret mahkemesinin kararını istinafa götürmek için, bir dilekçe ile bölge adliye mahkemesine başvurmak gerekmektedir. Dilekçede, istinafa götürme nedenlerinin tümü açık olarak belirtilmelidir.
Bölge adliye mahkemesi, başvuruyu haklı bulursa;
- Asliye ticaret mahkemesi kararının kaldırılarak davanın mahkemeye geri gönderilmesi
- Asliye ticaret mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tamamen ya da kısmen kabul edilmesi
- Asliye ticaret mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddedilmesi şeklinde üç çeşit karar verebilmektedir.
Burada önemli olan husus, asliye ticaret mahkemesinin ilamının taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde, istinaf başvurusu yapma zorunluluğudur.
Ticaret Hukuku
Bu yazıyı okuyanlar bunları da okudu
Vergi İncelemesi Nedir?
Vergi usul kanununda düzenlenmiş olan vergi incelemesi, bu kanun çerçevesinde yapılan vergi denetim türüdür. Vergi usul kanununa göre, vergi incelemesinin üç temel maksadı vardır. Bunlar şu şekilde sıralanmıştır; Mükellefler tarafından ödenmesi gereken vergilerin, doğruluklarının araştırılması. Mükellefler tarafından ödenmesi gereken vergilerin tespit edilmesi. Vergi kaçak ve kayıplarının tespit edilerek ortadan kaldırmak. Türkiye’de beyan esasına dayanan vergi türlerini daha çok olması nedeni ile vergilendirmeler de bu esaslara...
Devamını OkuMüşteki Sanık Nedir? Sanık Hakları Nelerdir?
Müşteki sanık, oluşan herhangi bir suçtan dolayı mahkemeye çıkarılan kişinin kendisinin de şikâyet oluşturma talebinde olması durumudur. Müşteki sanık sıfatına sahip olabilmesi için hakkında dava açılan kişinin, mağdur durumda olduğunu gösterebilmek adına bu durumu geçerli sebeplerle kanıtlaması gerekir. Örneğin, mevcutta olan davanın bir yaralama davası olduğunu düşünelim. Davacı kişi sanık tarafından darp edildiğini söyleyip sanık hakkında suç duyurusunda bulunabilir. Mahkeme heyeti tarafından yargılanan sanık,...
Devamını OkuFinansal Kiralama (Leasing) Sözleşmesi
Birçok şirket veya firma, ihtiyaçlarını karşılamak maksadı ile gerekli olan malları satın almayıp, kiralama yoluna gidiyorlar. Söz konusu kiralama işlemlerini ise, finansal kiralama sözleşmesi vasıtası ile gerçekleştiriyorlar. Finansal kiralama ile ilgili çıkarılan kanunlar, söz konusu işlemler için gerekli olan usul ve esasları belirterek, hem kiralayanın hem de kiraya verenin haklarının korunmasını sağlıyor. Finansal Kiralama Sözleşmesi Nedir? Bir aracın (yatırım malı maksadı ile kullanılan) belirli bir...
Devamını Oku