İstanbul, Türkiye

Ayrılık Davası Nedir? Nasıl Açılır? Sonuçları Nelerdir?

Ayrılık Davası Nedir ? 

Boşanma davası gibi evliliği sonlandıran bir sonuç doğurmamakla birlikte, eşlerin ortak yaşam alanlarından ayrılmasını ifade eden bir davadır. Bir süreliğine ara vermek anlamını taşıyan ayrılık kararında, söz konusu dava, süreci başlatan eş tarafından açılabilir. 

Aile Mahkemesi Hâkimi tarafından boşanma davası süresince eşlerin barışma ihtimaline yer verilir. Ayrılık kararının boşanma kararına etkisi yoktur. Boşanma kararı verilirken; evliliğin bitme sebepleri, deliller ve tüm koşullar incelenir. Ayrılık kararı, boşanma aşamasında tekrar uzlaşma yoluna gidebileceği düşüncesi ile verilebilir. Boşanma kararı için hâkim tarafından evlilik birliğinin devam edebileceği kararının oluşmaması gerekir. 

Hâkim tarafından evliliğin bitmediği kanaatine varılması hâlinde ayrılık kararı yine de verilebilir. Burada amaç; evlilik birliğinin kurtulması adına çözümler aramaktır. Türk Medeni Kanunu’nun 167. Maddesi gereğince; boşanma davasını açan eş boşanma kararı ya da ayrılık kararı verilmesini talep edebilir. Hâkim tarafından evliliğin tekrar devam edeceği kanaati oluşursa ayrılık kararına hükmedilebilir. Ayrılık kararı ve boşanma kararlarının aynı anlam ifade etmediği de bu hususta bilinmelidir.

Ayrılık Davası Sebepleri Nelerdir ? 

Boşanma nedenleri olarak birçok karar bulunmaktadır. Bu sebeplerin içeriği ise ayrılık kararını etkileyen sebepler değildir. Evlilik birliğinin temelden sarsılması hâlinde yine ayrılık kararı verilebilir. Hâkim tarafından boşanma kararı yerine verilebilen ayrılık kararı için eşler arasında ciddi sorunlar olmamalıdır. Boşanma davası açan tarafın hayatına kast edilen bir durum olması hâlinde hâkim tarafından boşanma kararı verilebilir. 

Kişilerin birlikte yaşamalarının ya da evlilik birliği içerisinde ayrı da olsa sorunlar yaşanmasının muhtemel olduğu konular boşanma kararı sebepleri arasındadır. Mahkemeye sunulan delillere bakıldığında boşanmak için ciddi sebeplerin görülmemesi ve ileride barışmaları muhtemel durumların olması hâlinde ayrılık kararı yerinde bir karardır.

Boşanma Davasında Ayrılık Kararı

Boşanma davası talepleri detaylı olarak mahkeme tarafından incelenir ve anlaşmalı boşanma olmaması durumunda çekişmeli boşanma davalarının bir kısmı hâkim kararına göre reddedilebilir. Bunun nedeni; sunulan kanıtların ve sebeplerin ileride evliliği tekrar bir araya getirmesinde engel teşkil etmediği kanaatidir. Boşanma davasında alınan ayrılık kararı için özel engeller bulunmamaktadır. Hâkim tarafından ortak evlilik birliğinin tekrar kurulmasının yüksek ihtimali görülmesi hâlinde ayrılık kararı söz konusu olacaktır.

Ayrılık Süresi Ne Kadardır ? 

Boşanmak isteyen eş tarafından talep edilen ayrılık kararının, hâkim tarafından uygun görülmesi hâlinde 1 ile 3 yıl arasında ayrılık süresi verilir. Ayrılık kararına istinaden bu süre kararın kesinleşmesi ile başlar. Türk Medeni Kanunu’nun 171. Maddesi gereğince; ayrılık süresi 1 yıldan başlayarak 3 yıla kadar bir süre belirlenir. Ayrılık kararının kesinleşme tarihi, başlama süresini gösterir. 

Ayrılık süresinin verilmesinden sonra ise öncelikle gerekçeli kararın yazılması beklenmelidir. Taraflardan birisinin ayrılık süresine itiraz etmesi hâlinde üst mahkemeye gönderilen karar henüz kesinleşmemiş sayılır. Üst merciden gelecek karardan sonra bu süre belirlenir. Ayrılık süresi en makul süre olarak hâkim tarafından belirlenir. 

Eşlerin evliliğini kurtarma amacı taşıyan bu süre zarfında evlilikte devam kararı ya da ayrılığa dayalı boşanma davası açılabilir. Ayrılık süresi ise belirlenen sürenin bitmesi ile ortadan kalkar. Eşlerin bu ayrılık süresi içinde boşanmaya karar vermesi hâlinde boşanma davası açan kişi tarafından, ilk boşanma davasında ileri sürülen sebepler tekrar ileri sürülebilir. Bunun yanı sıra ilk boşanma davasında belirtilen deliller de yeni boşanma davasında göz önünde bulundurulmalıdır. 

Ayrılık nedeni ile boşanma davası açmak için öncelikle ayrılık kararının yerine getirilmesi gerekir. Bu sürede hâkim, eşlerin birlikte olamayacağına kanaat verirse boşanma kararı verebilir. Ayrılık kararını ileri sürerek, süre boyunca hiçbir şekilde bir arada olunmadığından kastıyla boşanma davası açılabilir. Verilen ayrılık süreleri evliliklerin belirli bir ara vererek gözden geçirilmesini sağlamaktadır. Daha sağlıklı düşünerek, evliliklerin değerlendirilmesi zamanla evliliğin yeniden oluşmasını sağlayabilir. 

Bu ayrılık sürelerinde daha olumsuz sonuçlar yaşanabilir. Bu kararın verilirken eşler arasında şiddetin olmaması göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrılık kararı süresi bitmeden boşanma davası tekrar açılabilir. Bunun için yeni bir boşanma sebebinin vuku bulması gerekmektedir. Öncelikle ilk boşanma talepli açılan davada ileri sürülen sebepleri inceleyen hâkim tarafından ayrılık kararı verilmelidir. 

Şiddetli geçimsizlik nedenini yeterli bulmayan hâkim ayrılık kararı verebilir ve bir süre geçmesini isteyebilir. Bunun akabinde ayrılık kararı süresi içerisinde diğer eşin aldatma ya da hayata kast gibi olaylar meydana getirmesi sonucu, kişi yeni bir boşanma davası açabilir ve yeni gelişen olayları ileri sürebilir. 

Taraflar arasında anlaşmalı olmayan boşanma davalarında, bu talebe istinaden diğer tarafın ileri sürdüğü ayrılık süresi içerisinde karı koca ilişkisi yaşadıkları, eşini sevdiğine dair beyanı ispatlanması hâlinde dava yeniden reddedilir. İkinci kez ayrılık kararının verilmediği bu durumda, daha önce verilmiş olan ayrılık kararının uzatılması da söz konusu değildir.

Boşanma Davası ile Ayrılık Davası Arasındaki Fark  ?

Boşanma davasında verilen karar ile ayrılık davasında verilen karar aynı değildir. Boşanma davası evlilik birliğini tamamen sona erdiren bir karar olup sonuç doğurmaktadır. Ayrılık kararı ise boşanma talebi reddedilen kişilere verilen süreli bir ayrılık durumudur. Bu iki kavramı birbirinden ayırt etmek adına bazı farklılıklardan bahsedebiliriz. 

Ayrılık kararı hâkim tarafından evlilik birliğinin devam edebileceği düşüncesiyle verilmiş kararlar arasında olup, boşanma kararında alınabilen kararladır. Ayrılık talebiyle açılan davalarda ise hâkim tarafından boşanma kararı verilmez. Evlilik birliğinde yer alan sadakat yükümlülüğü, evlilik süresince eşlerin uymakla yükümlü olduğu kurallar arasındadır. Boşanma, evliliği sonlandıran işlemdir. 

Dolayısıyla eşlerin birbirine sadakat göstermesine gerek yoktur. 

Ayrılık kararında ise bu durum evliliğin devam ettiği şartlara sahiptir. Ayrılık kararı verilen eşlerin sadakat yükümlülüğü de devam eder. Bu nedenle eşlerin ayrılık süresince başka kişilerle duygusal ya da fiziki birliktelik ile aldatma olarak yeni bir boşanma sebebi sayılabilir. Aldatmanın oluşturduğu maddi ve manevi zararlar ise tazminat konusu olur. 

Özellikle mal paylaşımında da aldatan eşin bazı haklarının kısıtlandığı görülmektedir. Boşanma kararlarının ayrılık kararları ile benzer noktalarının olması bilinmektedir. Boşanma ve ayrılık davasında ileri sürülen sebepler aynı olabilir. Eşlerden birinin sadece ayrılık davası açmasında sunduğu deliller boşanmada da ileri sürülebilecek deliller ve nedenler olabilir. 

Boşanma davasında velayet, nafaka, mal rejimi gibi birçok konuda tedbirler alınır. Ayrılık davasında da eşlerin ayrı kaldığı süreçlerde tedbir nafakası ödemesi sağlanabilir. Bu tedbirlerin hâkim tarafından resmen alınması gerekebilir. Boşanma kararına da ayrılık kararına da itiraz söz konusudur. İtirazların neticesine göre diğer işlemler ve şartlar oluşur. Boşanma ya da ayrılık davalarında eşlerin aynı şehirde bulunma gibi bir zorunluluğu yoktur. Eşlerin bu aşamada farklı illerde yaşaması mümkündür. 

Boşanma davasında da ayrılık davasında da Aile Mahkemesi görevlidir. Boşanma davası açan kişinin yerleşim yeri, dava açılmadan önce son 6 ay eşlerin birlikte yaşadığı yer ya da eşlerden birisinin yerleşim yeri olarak belirlenmiştir. Taraflardan biri ayrılık davası açmış olabilir. 

Ayrılık davası ise boşanma davası değildir. Boşanma davasının sonuçları boşanma ya da ayrılık olabilirken, ayrılık davasının sonucu sadece ayrılığa ilişkindir. Yetkili mahkeme Türk Medeni Kanunu’nun 168. Maddesi gereğince açıkça belirlenmiştir.

Ayrılık Kararının Hukuki Etkisi Nedir?

Ayrılık kararı evliliğe yönelik bir etkiye sahip değildir. Evlilik birliğini hâlâ ayakta tutan ve evlilik birliği içerisinde uyulması gereken tüm kuralları kapsayan bir karardır. Ayrılık kararı özellikle eşlerin ayrı yerlerde yaşamasına ilişkin olduğundan dolayı eşlerin geçimi, çocuklarla kişisel ilişki kurulması gibi bazı sorunları gündeme getirmektedir. 

Ayrılık kararı sonucu boşanma olmadığı için geçici velayeti bulundurmak isteyen taraflar olabilir. Ayrılık kararı kişinin çocuklarının bakımını üstlenmesi ve evlilik birliği içerisinde gerekli ihtiyaçları karşılamaya devam etmesi anlamına gelir. 

Hâkim bu durumu tedbir nafakası ile çözmeye çalışabilir. Müşterek çocukları olan kişiler ayrılık kararına dair belirtilen süre içerisinde eşini ve çocuklarını ihtiyaç hâlinde bırakması, zor şartlar altına itmesi boşanma sebebine yeni bir konu olarak karşınıza çıkabilir.

Ayrılık Kararında Tedbir Nafakası

Ayrılık kararı süresince maddi yardım talebinde bulunulabilir. Ayrılık kararı ile mağduriyet yaşanmaması adına tedbir nafakası uygulanabilir. Kazancı olmayan, çalışmayan eşin ayrılık süresince nafaka alması sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra müşterek çocuklara ödenmesi gereken iştirak nafakası da haklar arasında yer almaktadır. Ayrılık kararında verilen geçici velayeti alan eş tarafından çocuklara iştirak nafakası talep edilebilir. 

İştirak nafakası, boşanma kararının kesinleşmesi sonucu alınan nafakadır. Ayrılık kararında ise iştirak nafakası bulunmamaktadır. Bu nedenle tedbir nafakası miktarı belirlenirken müşterek çocukların yaşı ve sayısı dikkate alınmaktadır. 

Nafaka miktarı ve süresi ayrılık kararında yer almaktadır. Nafakanın bitimi ise ayrılık kararı süresinin bitmesi hâlinde sona ermektedir. Ayrılık kararında çocukların üstün yararı korunmaya devam eder. Öncelikle çocuklar için hangi koşullar daha iyi ise velayetin o koşullarda yaşayan ebeveyne verilmesi kararlaştırılır. Velayeti alan eşe ise nafaka ödenmesi istenir.

Ayrılık Kararında Velayet

Boşanmanın ve ayrılık kararının ortak noktaları arasında müşterek çocuğun velayetinin bir tarafa verilmesi bulunmaktadır. Anlaşmalı boşanma olmadığı için tek taraflı açılan çekişmeli boşanma davası sonucunda verilen ayrılık kararı, evliliğin bitmediği anlamına gelir. Ayrılık kararı ile eşlerin de farklı yerlerde 1 yıldan 3 yıla kadar yaşamaları hâlinde çocukların nerede kalacağı merak edilmektedir. 

Ayrılık kararında hâkim öncelikle çocuk için en makul eşte kalmasını uygun bulur. Bu kararı verirken çocuğun yaşı, kaç çocuk olduğu, eşlerin eğitim durumu, yaşam koşulları ve ekonomik düzeyi göz önünde bulundurulur. Boşanmada olduğu gibi velayet, eşlerden birine verilir ve velayeti alamayan taraf için kişisel görüş hakkı tanınır. Bunun nedeni devam etmesi muhtemel evlilikte bağlarının kopmamasını sağlamaktır. 

Çocuğun idrak yaşı olarak kabul edilen 8 yaş ve sonrası olması hâlinde hâkim tarafından çocuğun isteği göz önünde bulundurulur. İdrak yaşından daha küçük çocuklar ise uygulamada genel itibari ile anneye verilir. Annenin koşullarının olumlu olmadığı durumlarda istisnai olarak velayet babaya verilebilir.

Ayrılık Kararı ile Mal Rejimi

Boşanma yerine verilen ayrılık kararı evliliğin devamını gösterir. Dolayısıyla ayrılık ya da boşanma davasını açan eş tarafından mal ayrılığı talep edilebilir. Ayrılık süresince edinilmiş malların satılma ihtimaline karşı gerekli tedbirlerin alınması sağlanabilir. Bu süreçte edinilmiş bir gayrimenkulün satımını engellemek adına tapu sicile giderek aile konut şerhi konulması bu durumu korur. Mahkemeden alınan ayrılık kararına mal ayrılığı da eklenebilir.

Ayrılık Davası Dilekçe Örneğinde Neler Olmalıdır?

Bir ayrılık davası açmak adına yapılması gereken öncelikli işlem Aile Mahkemesi’ne yazılı dilekçe sunulmasıdır. Bu dilekçenin prosedüre uygun olması ve talebin açıkça ifade edilmesi gerekebilir.

Ayrılık dilekçesinde;

  • Davanın açılacağı yerleşim yeri, Aile Mahkemesi’nin adı
  • Davacı adı soyadı, adresi ve kimlik numarası
  • Vekili var ise adı soyadı, adresi
  • Davalı adı soyadı, adresi ve kimlik numarası
  • Konu
  • Açıklamalar madde hâlinde ve açıklamalı olmalıdır.
  • Hukuki sebepler
  • Hukuki deliller
  • Sonuç ve talep

Bilgileri dilekçede sunarken öncelikle bilgisayar ortamında yazılmış olması, hâkim tarafından daha sağlıklı okunabilmesi adına önemlidir. Boşanma avukatından destek almanız hâlinde taleplerinizi detaylı olarak vekilinize anlatmalısınız. Delillerinizi hukuki deliller kısmında; CD, taşınabilir bellek, evrak, belge, fatura, gibi detaylar ile belirtmelisiniz. Video ve resim görüntülerini CD ya da taşınabilir bellek ile sunmalısınız. 

Açıklamalar ve sonuç kısmında taleplerinizi maddeler hâlinde detaylı belirtmelisiniz. Davaya konu olan diğer davalar hakkında detaylı mahkeme ve dosya numarası bildirmelisiniz. Tanıklarınızın olması hâlinde ise tanıkların adı soyadı, adresi ve kimlik numaraları belirtilerek tanık harcı yatırmanız gerekebilir.

Ayrılık Davasının Yararı

Boşanma davası olarak açıldıktan sonra hâkim tarafından verilen bir karar olabildiği gibi, ayrılık davası tek olarak da açılabilen bir davadır. Bazı evliliklerin sudan sebepten sorunlar, inatlaşma ya da gurur nedeni ile bitmesi sonucunda yaşanan pişmanlıkların çoğalması meydana gelebiliyor. Özellikle ülkemizde evlilik kurumuna verilen değer gereğince, Aile Mahkemesi tarafından eşlere süre verilmektedir. 

Bu sürelerde kişilerin barışma ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Boşanma kararının sonuçları evlilik birliğinin bitmesinin yanı sıra; nafaka, velayet, kişisel ilişki tesis, soyadı değiştirme, mal paylaşımı, maddi ve manevi tazminat gibi oldukça fazladır. Tüm bunların yaşanmaması adına geçici süreli ayrılık öngörülmüş, evliliğin tekrar gözden geçirilmesi sağlanmıştır. Ayrılık kararında her iki tarafın da sadakat yükümlülüğü devam eder. 

Aksi davranışlar ise ayrılık süresi devam ederken boşanma davasının açılmasına neden olabilir. Boşanma davasında ilk açılışta ileri sürülmeyen sebepler olabilir. Sonradan öğrenilen sebeplerle eşlerden birisi tekrar dava açabilir. Bu sefer ayrılık kararına dayanarak, ayrılık süresince uğradığı şiddet, aldatma, sadakat yükümlülüğünü hiçe sayma gibi durumlar ileri sürülür. 

Boşanma davasına ise delil olarak eklenebildiği gibi maddi manevi tazminatın da konusu olur. Aynı zamanda çalışmayan eşin ve çocukların ihtiyaçlarının karşılanmaması, mağdur edilmesi de ayrılık süresi bitmeden tekrar açılan davada ileri sürülebilir.

Yazar : Anıl Can Soysüren 

Yazıyı Paylaş

Bu yazıyı okuyanlar bunlarıda okudu

Call Now Button
Mesajlaşmaya Başla!
Whatsapp Danışma Hattı
Merhaba!
Nasıl Yardımcı Olabiliriz?