Başta gıda ve giyim sektörü olmak üzere, her türlü sektörde markalar taklit edilerek, normalden çok daha ucuza satılmaktadır. Söz konusu satışlar internet üzerinden daha yaygın olarak yapılmakta, fiyatlarının düşük olması nedeni ile de çok fazla talep görmektedir.
Markaların taklit edilerek satılması sonucunda, marka sahibine ve markanın kendisine oldukça zarar verilmektedir. Marka sahibi istenilen oranda satış yapamamakta ve alıcılar da üründen memnun kalmayınca markayı kötülemektedir.
Markanın kötülenmesi ise, marka sahibinin satışlarını düşürerek, ticaretine zarar vermektedir. Markanın ve marka sahibinin korunması için marka hakkına tecavüz başlığı altında, önemli esaslar belirlenmiştir. Bu konuda bilgi sahibi olanlar ise gerekli yasal işlemlere başvurarak, zararlarını önleyebiliyorlar.
Marka Hakkı Nedir?
Bir işletmenin sahip olduğu ürünlerin, diğer işletmelerin sahip olduğu ürünlerle arasındaki farkın ortaya konulmasını sağlayan, işaretlerin tamamına marka adı veriliyor. Marka sayesinde alıcılar da ürünler arasındaki farkı kolaylıkla anlayabilmektedir.
Sınai mülkiyet kanunu (6769 sayılı) ile marka ile ilgili esaslar belirlenmiştir. Kanunda markanın belirleyicisi olarak; renk, şekil, harf, ses ve sözcükler ile ambalaj şekli bile ayırt edici işaret olarak kabul edilmiştir. Markanın sahibinden izin alınmadan kullanılmasını önlemek için verilen hakka ise marka hakkı adı veriliyor.
Marka sahibinin bu hakkı kullanabilmesi için, mutlaka markasını tescil ettirmesi gerekmektedir. Aksi halde işletmeye marka hakkı doğmamaktadır. Markanın tescil edilmesi sayesinde, marka sahibinin tekelci bir hakkı oluşmaktadır. İşletme sahipleri marka haklarını kendileri kullanabilecekleri gibi lisans sözleşmesi yaparak üçüncü kişilere de devretme hakkına sahiptir. Marka hakkını devralan bir kişi veya işletme ise, marka sahibinden izin almadan bu hakkı başkalarına devredemez.
Marka Hakkına Tecavüz Durumunda Şikâyet Nasıl Yapılır?
Marka sahibi, marka hakkının tecavüz edildiğini tespit ettiğinde, kanunda belirtilen süre (6 ay) içinde, dilekçe ile Cumhuriyet başsavcılığına şikâyette bulunma hakkına sahiptir. Marka sahibi, tecavüzün internet ortamında yapıldığını tespit etmişse, söz konusu yayının durdurulmasını da isteyebilir.
Marka sahibi, Cumhuriyet başsavcılığına vereceği şikâyet dilekçesinde, konu ile ilgili tüm tespitleri detayları ve delilleri ile açıklamalıdır. Ayrıca markanın kendisine ait olduğunu gösteren tescil belgesinin fotokopisi de şikâyet dilekçesine eklenmelidir. Marka sahibinin şikâyetten vazgeçmesi ise soruşturma ve yargılamayı durduracaktır.
Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Filler Nelerdir?
Kanunda hangi fiillerin marka hakkına tecavüz sayılacağı, detaylı olarak açıklanmıştır.
Bu fiiller kanunda şu şekilde sıralanıyor;
- Marka sahibinden izin alınmadan, markanın tescil ettirilmesinden elde edilen haklar çerçevesinde kullanılması.
- Marka sahibinden izin alınmadan, markanın benzerinin orijinali ile ayırt edilemeyecek şekilde kullanılması.
- Markanın taklit edildiğinin bilinerek, bu ürünlerin dağıtımının ve satışının yapılması.
- Marka sahibinden lisans sözleşmesi yaparak aldığı hakları, sözleşmeye aykırı biçimde genişletmek ya da bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Marka sahibinin marka hakkına tecavüz iddiasında bulunabilmesi için, markasının tescilli olması gerekiyor. Bu tescil esnasında, markanın ayırt edici özellikleri kayıt altına alındığından, markanın taklit edilip edilmediği hakkında karar verilebilir.
Marka Hakkına Tecavüz Sayılan Fillere Verilen Cezalar Nelerdir?
Kanun, marka hakkına tecavüz olarak kabul edilen fiiller için verilecek cezaları da belirtmiştir. Bu cezaların miktar ve sınırları, şu şekilde sıralanmaktadır;
- Marka sahibinden izin almadan, söz konusu malı üreten, satan veya satışa hazır hale getiren, ihraç ya da ithal eden, ticari maksatla satın alan, depolayan, nakleden veya bulunduran kişilere: Bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası verilir.
- Marka koruması maksadı ile ürün üzerine konulan işaretleri, marka sahibinden izin almadan kaldıran kimselere: Bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası verilir.
- Marka sahibinden izin almadan lisans sözleşmesi yaparak aldığı hakları, üçüncü kişilere devreden kimselere: İki yıldan dört yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası.
Bu fiiller ile ilgili soruşturma ve yargılama yapılması için, marka sahibinin şikâyetçi olması gerekmektedir. Söz konusu ürünlerin tescillerinin ise Türkiye’de yapılmış olması da gerekmektedir.
Bu malların satışını yapan kimsenin, malları aldığı yeri bildirmesi ve orada bulunan mallara el konulması durumunda, belirtilen cezalar uygulanmamaktadır. Ayrıca söz konusu cezaların verilebilmesi için, marka hakkına tecavüz suçlarının bilerek işlenmesi gerekmektedir. Bu suç bilinmeden işlenmişse, taksirli davranış olarak kabul ederek cezai müeyyideler uygulanmamaktadır.
Marka Hakkına Tecavüz Suçunda Etkin Pişmanlık Nedir?
Marka hakkına tecavüz suçunu işleyenler için, kanunda bazı istisnalara getirilerek, etkin pişmanlıktan faydalanmaları sağlanmıştır. Etkin pişmanlıktan faydalanılabilmesi için, şu hususların bulunması gerekmektedir;
- Satışı yapılan malın, orijinal ürünün taklit edilerek üretilmiş olması.
- Söz konusu ürünün satışını yapan kişi veya işletmelerin olması.
- Etkin pişmanlıktan faydalanacak kişinin, taklit edilen ürünü satın aldığı yer ve kişiyi bildirmiş olması.
- Yapılan bildirim sonucunda, malı üreten kimselerin ortaya çıkması ve üretilen mallara el konulması.
Burada amaç suçu işleyeni değil marka sahibinin korunmasıdır. Taklit malı üreten kişiler tespit edilip, üretilen ürünlere el konulduğunda, marka sahibinin bu fiilden daha fazla zarar görmemesi sağlanmaktadır.
Marka Hakkına Tecavüz Durumunda Açılabilecek Davalar Nelerdir?
Marka sahibi, marka hakkına tecavüz durumunu tespit ettiğinde değişik istemlerle dava açabilir. Bu davalardan bazıları şu şekilde sıralanmaktadır;
- Fiilin marka hakkına tecavüz kapsamına girip girmediğinin tespit edilmesi davası.
- Olası bir tecavüz fiilinin önlenmesi için açılan dava.
- Gerçekleşen tecavüzün durdurulması için açılan dava.
- İtibar tazminat davası.
Marka sahibi ayrıca, markasının ve şahsının görmüş olduğu zararlardan dolayı hem maddi tazminat hem de manevi tazminat davası açabilmektedir. Marka sahibi bu davaları açmanın yanı sıra, el konulan ürünlerin kendisine tahsis edilerek, belirlenecek tazminat miktarından düşülmesini de isteyebilir.
Açılan davalar sonucunda, marka hakkına tecavüz edildiğine karar verilirse, tüm dava masraflarını da tecavüzü yapan kişi tarafından ödenir. Söz konusu davalar, genellikle bilirkişi görevlendirilmesi yapılması ve tecavüzün delili gerekliğinden dolayı uzun sürebilmektedir. Bu konuda uzman bir hukuki desteği davanın daha kısa sürede ve istenilen şekilde sonuçlanmasına katkı sağlayacaktır.
Marka Hakkına Tecavüz Suçunda Zamanaşımı Var mıdır?
Kanunda marka hakkına tecavüz ile ilgili zamanaşımı süresi belirlenmemiştir. Bu da marka sahibinin, söz konusu fiili tespit ettiği veya öğrendiği anda şikâyet etme hakkının bulunduğunu göstermektedir. Marka sahibi, marka hakkının tecavüz edildiğini öğrendiği andan itibaren, en geç altı ay içinde şikâyette bulunabilmektedir.
Marka Hakkına Tecavüz Suçunda Uzlaştırma Var mıdır?
Marka hakkına tecavüz suçlarının soruşturulması şikâyet şartına bağlı olmaktadır. Kanun bu suçlar için tarafların öncelikle uzlaşmaya gitmelerini gereklilik olarak belirlemiştir. Bu kapsamda uygulanacak arabuluculuk yöntemi ise, zorunlu arabuluculuk kapsamına girmektedir.
Marka Hakkına Tecavüz Suçundan Dolayı Kimlere Dava Açılamaz?
Kanunda taklit edilmiş malları sadece şahsi ihtiyacı için elinden bulunduranlar ile bu suçtan dolayı tazminat ödeyip mallarına el konulmayanlara ceza uygulanmaz hükmü bulunmaktadır.
Marka Hakkına Tecavüz Suçlarında Görevli ve Yetkili Mahkeme Hangisidir?
Fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi, marka hakkına tecavüz suçlarına bakmakla görevlendirilmiştir. İkamet edilen bölgede söz konusu mahkeme bulunmuyorsa, bu suçlara asliye ceza mahkemeleri bakmakla görevlendirilmiştir.
Dilerseniz marka hukuku ve ticaret hukuku sayfalarımıza göz atabilirsiniz.
Yazar : Anıl Can Soysüren